Doğru okudunuz. Sesiniz sizi ele veriyor. Çünkü içerisindeki en ufak bir titreme, çatallaşma, kısılma sizin içinde bulunduğunuz ruh halini ortaya çıkarıyor.

Sizin de sesiniz titriyor mu?

Toplum önünde konuşurken en çok karşılaştığımız sorun sesin heyecana bağlı olarak titremesidir. Bunu önlemek için öncelikle heyecanımızı bastırıyor, aynı zamanda da ses egzersizleri yapıyoruz.
‘Ses neden bu kadar önemli ki?’ dediğinizi duyar gibiyim. Hele ki Unkapanı’na gidip plak çıkarmaya niyeti olmayanlar bu cümle üzerinde daha da bir ciddiyet ile duracaktır. Ama ses aslında bizim tüm konuşmamızı ve dinlenme oranımızı etkileyen ana unsur.

Her birimiz kendimize ait bir ses rengi taşıyoruz. Aynen saç telimiz, parmak izimiz gibi hiç kimsede bir eşi olmayan ses rengi. Ancak saç telimizden farkı, doğuştan gelen özelliğini asla kaybetmemesidir. Yani saçınızın rengini değiştirebilirsiniz ama sesinizin rengi değişmez. Ses kalitesi ise iyi bir eğitimin ardından istediğiniz seviyeye ulaşabilir.

‘İyi de nasıl olacak bu iş?’ derseniz, konuşma esnasında sesimizdeki tonlamaya dikkat etmekle işe başlayabiliriz. Tonlama konuşmada ya da metinde bulunan duyguya göre sesin dengesini kurmakla olur. Sevgi ile konuşmanın ses tonu farklıdır, kızgınlıkla konuşmanın farklı. Yani tonlama, anlamını ön plana çıkarmak istediğimiz kelimeyi farklı bir -ya pes, ya tiz- tonda söylemektir.

Bu sebeple toplum önünde konuşurken veya sunum yaparken konuya iyice hakim olmalı sonra da dikkat çekilecek veya öne çıkarılacak noktalarda sesinizde duyguyu yansıtmalısınız.

Metnimiz hazır, konuklar hazır, sahne bizim. Topluluk önünde konuşmaya hazırız. Sesimizi nasıl etkin kullanacağız?

Öncelikle salona hakim olabilmek için sesimizin yüksekliğini ayarlayacağız. Bir salona hitap ederken ses tonumuzu yanımızdaki kişiyle konuşur gibi ayarlamamız cesaretsiz bir görüntü oluşturacaktır.
Doğru nefes almak ve günde 15’er dakika içimizden değil de, sesli olarak olarak kitap okumak sesimizi terbiye etmemize yardımcı olacaktır.

Unutmayalım ki sesi yükseltmekle bağırmak farklıdır. Yüksek ses kontrolden çıktığı için hem seste çatallaşma olur, hem de ses kulağı tırmalar.

İşte size küçük bir alıştırma: Aşağıdaki çalışmaları yanınızdaki kişiyle konuşur gibi seslendirin ve cümle içerisindeki ‘şimdi’ kelimelerinin aldığı farklı tonları izleyin.
Şimdi geldim diyorum, anlamıyor musun?
Daha fazla bekleyemem; ya şimdi ya da hiçbir zaman!
Anlamadım, şimdi mi diyorsun?
Sonra değil, şimdi.
Ne! Şimdi diyen sen değil misin?
Şimdi mi? Kesinlikle olmaz.
Sen şimdi onu bunu bırak da ötesinden söz et.
Şimdi buradaydı.

Biraz çalışmayla yoluna girecek merak etmeyin.

Elinizdeki en ucuz, en bereketli ve bulaşıcı malzeme olan gülümsemeniz pek çok açığı kapatır. Onu kullanmayı unutmayın.